DEĞERLİ ANNE VE BABALAR;
Çocuklarımızın dilinden sizlere:
Onları yetiştirirken, birçok kez farkında olmadan yapılan davranışların, söylenen sözlerin onlar üzerindeki etkisini anlatan bir mektup…
Sevgili Anneciğim, Babacığım,
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın.
Sürekli büyüme ve gelişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim, bana ayak uydurmakta zorluk çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta, bana özgürlük tanıyın. Her yerde koruyup kollamayın.
Beni şımartmayın, hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ama siz verdikçe almadan edemiyorum.
Bana yerli yersiz söz vermeyin. Sözünüzü tutamayınca size güvenim azalıyor.
Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kuralların hepsini beğendiğim söylenemez, ama hiç kısıtlamayınca da ne yapacağımı bilemiyorum.
Tutarsız davrandığınızı görünce bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.
Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkileniyorum. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve üzer.
Çok konuşup bağırmayın, yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha çok iz bırakır. Ben senin yaşında iken………. diye başlayan sözleri hiç dinlemem.
Suçlarımı başıma kalkmayın, bana yanılma payı bırakın. Beni korkutarak bana suçluluk duygusu vermeyin. Yaramazlıklarım için beni hemen yargılamayın. Ceza vermeden önce beni dinleyin.
Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın, benden başarabileceğim işleri bekleyin, bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin, çabamı övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın, umutsuzluğa kapılırım.
Benden yaşımın üstünde bir olgunluk beklemeyin. Bana bütün kuralları birden öğretmeyin, süre tanıyın. Beni köşeye sıkıştırmayın, yoksa yalan söylemek zorunda kalırım.
Kızmakta haklı olduğunuzda beni aşağılamayın, başkalarının yanında azarlamayın. Unutmayın ki sizi başkalarının yanında güç durumda bırakabilirim.
Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca özür dilemekten çekinmeyin.
Kendinizi bana benzetmeye çalışabilirsiniz ama beni kendinize benzetmeye kalkışmayın; çünkü yaşam durmaz, geriye değil ileriye doğru akar.
Aslında sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz, erişilmez göstermeye çalışmayın, yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
Sevgili anneciğim- babacığım yukarıda sıraladığım istekler çok geldiyse birçoğundan vazgeçebilirim. Yeter ki beni sevin. Benden “ÖRNEK ÇOCUK” olmamı istemezseniz ben de sizden kusursuz “anne- baba” olmanızı beklemem.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sevgiler, ÇOCUĞUNUZ..